İyi Bir Yaşam ve Başarılı Yaşlanma

Her canlının yaşadığı doğal ve kaçınılmaz bir değişim süreci olan yaşlanma, çoğu zaman yaşam alanlarında kayıpların görüldüğü fiziksel, psikolojik ve sosyal kısıtlılıkları beraberinde getiren bir dönemdir. Dünya nüfusunda bugün gelinen nokta ve yaşanan demografik değişim bu konuya dikkatleri çekmektedir. Yaşlılıkla ilgili yaygın mitlerin ve olumsuz önyargıların yerini sağlıklı yaşlanma, aktif yaşlanma, bilinçli yaşlanma ve süper yaşlılık gibi kavramlar almaya başlamıştır. Başarılı yaşlanmaya olan bu ilgi kitapların yazılması, akademik çalışmaların ve eylem planlarının yapılmasıyla devam ederken ulusal ve uluslararası yaşlılık politikalarının gündeminde başarılı ve aktif yaşlanma uzun süredir yer almaktadır.

Başarılı yaşlanma, yıllara hayat katmak ve yaşamdan doyum almaktır…

Peki nedir başarılı yaşlanma? İdeal bir yaşlanma süreci ve iyi bir yaşlılığı tanımlamak için yaygın kullanılan terimdir. Havighurst (1961) bunu "yıllara hayat katmak ve yaşamdan doyum almak" olarak tanımlamıştır. Çoklu fizyolojik ve psikososyal değişimi beraberinde getiren yaşlılık dönemi için bu tanımı daha açık hale getirmek gerekir. Gibson (1995) başarılı yaşlanmanın "kişinin potansiyeline ulaşması ve yaşlılıkta hem kendini hem de başkalarını memnun edecek bir fiziksel, sosyal ve psikolojik iyilik seviyesine ulaşması anlamına geldiğini" belirtmiştir. Başarılı yaşlanma aynı zamanda sağlıklı ve yaşam doyumu yüksek mutlu yaşlı bireyleri ve uzun bir hayatı ifade etmektedir. Başarılı yaşlanmanın önemli bileşenlerinden biri yaşam kalitesidir. Yoksulluk, yetersiz beslenme, standart altı barınma koşulları, yıkıcı kayıplar, suistimal ve ayrımcılığın olmadığı; özerkliğin ve bağımsızlığın desteklendiği uygulamaların iyi bir yaşam için elzem olduğu belirtilmektedir. Yaşlı bireylerin iç motivasyonları, potansiyelleri ve güçlü yönlerine vurgu yapmak öz yeterlilik ve algılanan kontrol düzeyine olumlu katkı sağlayacaktır. Yetersizlik duygusunun stres düzeyini artıran rolü düşünüldüğünde, yaşlı bireylerde oluşacak farkındalık ve kendini gerçekleştirme duygusu yaşamlarına yön verecektir.

Hayat her yaşta güzeldir…

Yaşa bağlı değişikliklere uyum ve yaşlılıkta aktif olma, ileri yaşam evresinde öznel iyi oluşun belirleyicileri arasında görülmektedir. Tabi ki yaşlanma sürecinde genetik, bireysel özellikler ve hayat şartları gibi kişinin kontrolünün dışında olan birçok faktör bulunmaktadır. Fakat aynı zamanda kişinin bilinçli aktiviteleri ve tercihleri de bu süreçte önemli belirleyicilerdir. İleriyi düşünerek yaşanmış bir hayat başarılı bir sağlık öyküsünü beraberinde getirecek, yaşlanmanın doğal sürecinde gerçekleşen değişikliklere uyum sağlanacaktır. Birçok birey kendi sınırlılıkları içerisinde optimum düzeyde yaşamını sürdürebilmektedir. Bu hiçbir hastalığın ya da kısıtlılığın olmaması demek değildir. Var olan olumsuzlukları yönetebilmek ve gerekli önlemlerin alınması anlamına gelmektedir. Başarılı yaşlanan bireyler yaşlanmanın normal seyrinde oluşan fonksiyonel sınırlılıklara rağmen toplumsal katılımdan vaz geçmeyenlerdir. Her ne kadar yaşam döngüsü içerisinde benzer evrelerden geçilse de her bireyin biricik olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca tam bir iyilik halinden bahsedebilmek için insanın çok boyutlu yapısı göz ardı edilmemelidir. Bu nedenle konuya fiziksel ve psikososyal açıdan yaklaşmak yerinde olacaktır.

Yaşlanma süreci, vücut sistemlerinde değişikliklere ve sınırlılıklara neden olmaktadır. Bu durum hastalıklar açısından risk oluşturmakta ve tedaviyi güçleştirmektedir. Dolayısıyla sağlık taramalarının yapılması erken tanı şansını artırarak hastalık gelişimini yavaşlatacak ya da önleyecektir. Yaşlanma ile birlikte oluşan vücut fonksiyonlarındaki gerilemeler ve kronik hastalıklar ağrı görülme sıklığını artırmaktadır. Ağrı yaşlılık döneminde sık karşılaşılan ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen hoş olmayan bir deneyimdir. Ağrı kontrolü ile ilgili farmakolojik yaklaşımlara ek olarak; gevşeme teknikleri, dikkati başka yöne çekme, masaj, nefes egzersizleri gibi yöntemler önerilmektedir. Ayrıca dengeli beslenme, yeterli uyku ve dinlenme, fiziksel aktivite ve egzersiz gibi davranış değişiklikleri yaşam kalitesinin sürdürülebilirliğini sağlayacaktır.

Yaşamın gözden geçirilmesi, beden imgesinde oluşan değişim, yalnızlık, yakınların kaybı, değişen rol ve sorumluluklar yaşlanma süreci ile birlikte gelişen psikososyal değişimlerdir. Yaşamın son dönemine gelen bireyler geriye dönüp deneyimlerine baktığında başarılı ve dolu dolu yaşanmış bir geçmiş gördüklerinde daha doyumlu, huzurlu ve benlik bütünlüğüne sahip hissetmektedir. Bu konuda başarısız olduğunu düşünen ve yapmak istediklerini öteleyebileceği başka bir yaşam dönemi olmayan yaşlı bireyler ise çaresizlik, umutsuzluk ve hayal kırıklığı içinde son zamanlarını yaşamaktadır. Bu bireyler çoğu zaman algıladığı yetersizliklerini, hayal kırıklıklarını ve öfkelerini çevreye yansıtmaktadır. Yaşlı bireyin zayıflayan sosyal ilişkileri ve yapılandırılmamış boş vakitleri değinilmesi gereken diğer bir önemli konudur. Yaşlı bireyin boş vakitlerinin keyifli geçmesi ve üretkenliğinin devam etmesi benlik saygısını arttırarak yaşam kalitesinin ve yaşam doyumunun artmasına katkı sağlayacaktır. Müzik, resim gibi sanat-hobi aktiviteleri, zihinsel, fiziksel ve dış mekân aktiviteleri bu konuda seçenek oluşturmaktadır.

İyi Bir Yaşam

İyi bir yaşam için dünyanın uzak bölgelerindeki bazı insanların olağanüstü uzun yaşamlarıyla ilişkili faktörleri incelemek ya da insan ömrünü uzatma olasılıklarını araştıran laboratuvar deneylerinin dışında bireysel olarak yapabilecek birçok değişimden söz edilmektedir. Yaşa değil yaşam tarzına ve zindeliğe odaklanmak, iyi bir yaşamı ve başarılı yaşlanmayı beraberinde getirmektedir. Yaşam doyumu, iyimser tutum, yaşam memnuniyeti, mutluluk ve yüksek yaşam kalitesi öznel iyi oluşun göstergeleridir. Başarılı yaşlanan kişilerin yaşam tarzları, alışkanlıkları, tercihleri ve ilişkileri genç yaşlardan itibaren neyin ideal ve mümkün olduğu algısı ile şekillendirilmiştir. Bu bireyler için yaşlılık geçmişten ve yaşamdan radikal bir kopuşa neden olmaz. Daha mutlu ve sağlıklı yaşamanın mümkün ve büyük oranda bize bağlı olduğunu anlamak önemli bir farkındalıktır. Hayatı yaşanılır kılmak için gereğini yapmaya hazır olduğumuzda yapılan değişiklikler büyük dönüşümlerle hayatımızda karşılık bulacaktır.

Dr. Öğretim Üyesi Zeynep Gümüş Demir
Dr. Öğretim Üyesi Zeynep Gümüş Demir

Tüm Yazıları

Paylaş: