Gül-i Muhammedî nağmeleri Üsküdar’dan yükseldi…

Haber ile ilişkili SDG etiketleri

SDGS IconSDGS IconSDGS IconSDGS IconSDGS IconSDGS IconSDGS IconSDGS Icon

Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü tarafından “Gül-i Muhammedî Sohbeti ve Na’t Nağmeleri” programı düzenlendi. Hz. Peygamber’e duyulan sevgi ve bağlılığın derin anlamlarla dile getirildiği program, eşsiz bir atmosferde gerçekleşti. Programın açılışında konuşan Prof. Dr. Elif Erhan, na’t-ı şeriflerin sadece bir edebi tür değil aynı zamanda iman, sevgi ve bağlılığın sembolü olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Emine Yeniterzi ise na’t-ı şeriflerin, Peygamber sevgisinin şiirle vücut bulmuş hali olduğunu ifade ederek Türk milletinin yüzyıllardır Hz. Muhammed’e duyduğu sevgi ve saygıyı edebiyatla yaşattığını belirtti. Ayrıca program kapsamında Sanatçı Elif Ömürlü Uyar ve Prof. Dr. V. Emre Ömürlü tarafından bestelenmiş na’t-ı şeriflerden bir konser verildi.  

Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşke Nermin Tarhan Konferans Salonunda gerçekleşen programa, Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitü Müdürü Prof. Dr. Elif Erhan, Tasavvuf Kültürü ve Edebiyatı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emine Yeniterzi, Sanatçı Elif Ömürlü Uyar ve Prof. Dr. V. Emre Ömürlü başta olmak üzere enstitü üyeleri ve öğrenciler katıldı. 

Hz. Muhammed’e (s.a.v.) duyulan derin sevgi ve muhabbetin dile getirildiği “Gül-i Muhammedî Sohbeti ve Na’t Nağmeleri” programı büyük bir ilgiyle karşılandı. 

Programın açılış konuşmasını Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitü Müdürü Prof. Dr. Elif Erhan yaptı.

Prof. Dr. Elif Erhan: “Pek çok şair ona duyulan derin sevgiyi kelimelere dökmüştür”

Hz. Muhammed’i övmenin gelenek, inanç ve gönül dünyamızdaki yerini dile getiren Prof. Dr. Elif Erhan; “Hz. Peygamber sevgisinin inanç dünyamızdaki derinliği, edebi bir tür olan na’t-ı şeriflerle tezahür etmiştir desek mübalağa etmiş olmayız. Hz. Muhammed’i övmek, yüceltmek, ona duyulan derin muhabbeti dile getirmek için na’t-ı şerifler yazmak, okumak, bu şiirleri bestelemek ve yaşadığımız mekanları bu duygularla donatmak imanî bir vecibe haline gelmiştir. Kültür, inanç ve güzel sanatlar, na’t-ı şerif ikliminde buluşmuştur. Bugün burada bunun çok güzel bir örneğini tecrübe edeceğiz. Binlerce yıldan günümüze uzanan bu gelenek yalnızca edebi bir tür değil aynı zamanda toplumsal duyarlılığın, inancın ve bağlılığın da ifadesidir. Yunus Emre’den Fuzûlî’ye, Şeyh Gâlib’ten Yaman Dede’ye kadar pek çok şair ona duyulan derin sevgiyi kelimelere dökmüştür.” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Emine Yeniterzi: “Na’t-ı şerifler, Peygamber sevgisinin şiir halidir” 

Tasavvuf Kültürü ve Edebiyatı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emine Yeniterzi, na’t geleneğinin Türk-İslam kültüründeki derin köklerine ve Hz. Peygamber sevgisinin milletimizin ruhundaki yansımalarına dikkat çekti.

Prof. Dr. Yeniterzi, “Na’t-ı şerifler, Peygamber sevgisinin şiir hâlidir diyebiliriz,” sözleriyle başladığı konuşmasında, Türk milletinin dini ve milli unsurları birbirine harmanlayan ender toplumlardan biri olduğunu vurguladı.

“Bayrağımızdaki hilal ve yıldız, bu bütünleşmenin en açık sembolüdür. Hilal kelimesi Arap harfleriyle yazıldığında ‘Allah’ lafzıyla aynı harfleri içerir. Dolayısıyla hilal Cenab-ı Hakk’ı, yıldız ise Hz. Peygamber’i temsil eder. Hattatlar, Hz. Muhammed’in mübarek ismini beş köşeli yıldız biçiminde yazarlar. Biz, bayrağına Allah ve Peygamberini nakşetmiş bir milletiz” dedi.

Yeniterzi, Türk kültüründeki bu sembolik bütünlüğün toplum hayatının her alanına yansıdığını belirterek şunları ekledi:

“Ordumuza ‘Peygamber ocağı’ deriz. Çünkü ordumuz Hz. Peygamber’in müjdesine ve duasına mazhar olmuş, şerefli bir ordudur. Askerimize ‘Mehmetçik’ dememiz de bu sevginin bir tezahürüdür. Türkiye’deki erkeklerin büyük bir bölümü Muhammed, Mehmet, Ahmet, Mustafa gibi Hz. Peygamber’in isimlerini taşır. Kadın isimlerinde ise O’nun remzi olan ‘Gül’ elliye yakın farklı biçimiyle en yaygın isimlerden biridir.”

“Na’t-ı şerifler, asırlardır Hz. Peygamber’e duyulan sevginin ve bağlılığın nişanesidir”

Şairlerin Hz. Peygamber hakkındaki görüşlerini dile getiren Yeniterzi; “Edebiyatımızda na’t, Hz. Peygamber’i övmek, onun üstün özelliklerini anlatmak ve ona duyulan sevgi ile bağlılığı sözlere dökmek amacıyla yazılan şiirlere denir. İnsanların ölümünden sonra onları öven şiirler mersiye veya ağıt olarak adlandırılır. Ancak Hz. Peygamber için mersiye yazılmamıştır. Çünkü tebliğ ettiği din ve en büyük mucizesi olan Kur’an-ı Kerim ile Cenab-ı Hakk’ın habibi Hz. Peygamber gönüllerde daima diridir, hayatla bağlantısı hiç kesilmemiştir. 

Na’t-i Şerif kaleme almak şairliğin zekâtıdır

Yusuf Has Hâcib’in 1069’da kaleme aldığı Kutadgu Bilig ile Orta Asya’da başlayan na’t-i Şerif yazma geleneği Anadolu’da Mevlânâ, Yunus Emre, Âşık Paşa ile devam etmiş, halen de nat’ler yazılmaya devam etmektedir. Na’t-ı şerifler, Hz. Peygamber’e duyulan sevginin ve bağlılığın nişanesidir. Her şair, Hz. Peygamber’e mensubiyetini göstermek, ümmetinden olduğunu ilan etmek, adeta bir imza bırakmak için na’t yazmış; böylece hem şairlik yeteneğinin şükrünü ve zekâtını yerine getirmişler hem de O’ndan şefaat talep etmişlerdir.” dedi.

Na’t-i Şerifler Hz. Peygamber’in üstün özelliklerini anlatır

Yeniterzi, na’t-i şeriflerin muhtevasını şu sözlerle vurguladı: “Hz. Peygamber son peygamberdir, risaleti ebedîdir. Müminlere dünyada rehber, ahirette şefaatçidir. Âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir. Cenab-ı Hakk’ın Kur’an’daki beyanlarıyla peygamberliğinin bütün kâinatı içine aldığı, bütün varlıkların yaratılış, hayat ve ebedî saadet nimetlerinde O’nun rahmetine, merhametine muhtaç olduğu bildirilir. Hem peygamberdir hem de kulluk görevinin en üstün temsilcisi, Allah’ın en mükemmel kuludur. Üstün ve örnek ahlakı İlâhî kelamla övülmüştür. Kur’ân’ın sırrı, manası Hz. Peygamber’dir. Zira Kur’ân’ın özü insan-ı kâmil vücuda getirmektir. Hz. Peygamber de şahsiyeti, ahlakı ve hayatı ile bunu gerçekleştirmiştir.”

Prof. Dr. Yeniterzi, sözlerini: “Bütün sevgilerin kaynağı Habibullah’tır. Na’t geleneği, bu sevginin asırlardır süregelen en zarif ifadesidir, na’t-i şerifler de varlığın özü ve gayesi olan hakikat-i Muhammedî’nin şevket ü şânını bildirmek üzere kalem alınmıştır.” diyerek tamamladı.

Bestelenmiş na’t-ı şeriflerden hazırlanan konser 

Konuşmanın ardından sanatçı Elif Ömürlü Uyar ve Prof. Dr. V. Emre Ömürlü tarafından na’t-ı şeriflerden hazırlanan bir konser verildi. Itrî’nin Segâh Tekbiri, Salât-ı Ümmiyesi ve Na’t-i Mevlânâ ile başlayan ve bestelenmiş na’t-i şeriflerle devam eden konser, musiki severler tarafından ilgiyle ve büyük beğeniyle karşılandı.

Program toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi. 
 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)

Paylaş

Oluşturulma Tarihi22 Ekim 2025

Sizi Arayalım

Phone