Üsküdar Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Hacer Fulya Üçem, “Temporomandibular Hipermobilite Aparatı” adlı buluşuyla TEKNOFEST 2025’te altın madalya kazanarak önemli bir başarıya imza atmıştı. Bu yenilikçi çalışmasıyla uluslararası alanda dikkat çeken Dr. Üçem, 1-3 Ekim 2025 tarihlerinde Mısır’da düzenlenecek olan EAOMS 13. Uluslararası Konferansına davet edildi. Dr. Üçem aynı zamanda konferansta eklem alanında patent alan ilk Türk konuşmacı olma özelliğini de taşıyor.

Dr. Üçem Mısır’da düzenlenecek olan EAOMS 13. Uluslararası Konferansı kapsamında, “Kadınların Bilimsel Çalışmalarda Karşılaştıkları Zorluklar” başlıklı panelde panelist olarak yer alacak.

TEKNOFEST’ten Mısır’a uzanan başarı…
Dr. Üçem, eklem alanında bugüne kadar toplam 9 patent başvurusu yaptı.
Bunların 7’si ulusal, 2’si uluslararası başvuru niteliğinde olup 1 tanesi tescil aldı.
TEKNOFEST 2025’te ödül kazandığı “Temporomandibular Hipermobilite Aparatı” ile elde ettiği başarı, uluslararası düzeyde de büyük yankı uyandırdı.
Dr. Öğr. Üyesi Hacer Fulya Üçem: “Bilimsel çalışmalarımızın karşılık bulması çok değerli”
Dr. Üçem, bu başarıya ilişkin duygularını şu sözlerle dile getirdi:
“Uluslararası böylesine büyük bir kongrede Türkiye’yi temsil edecek olmak benim için hem büyük bir gurur hem de heyecan kaynağı. Eklem konusunda ilk Türk konuşmacı olmanın sorumluluğunu taşıyor, aynı zamanda kadınların yaşadığı zorluklarla ilgili panelde yer almak da ayrı bir mutluluk veriyor. Bilimsel çalışmalarımızın karşılık bulması hem kişisel olarak hem de ülkemiz adına çok değerli. Bu süreçte çok güzel ilerliyoruz ve geleceğe umutla bakıyorum.”
Buluş hakkında:
Temporomandibular eklem (TME) hipermobilitesi, kondilin artiküler eminensi aşan aşırı translasyonu ile karakterize edilmektedir. Günümüzde konservatif ve cerrahi tedavilerde kullanılan stabilizasyon yöntemleri estetik, hijyen ve hasta konforu açısından çeşitli yetersizlikler barındırmaktadır. Dr. Üçem’in geliştirdiği intraoral aparat, bu alandaki mevcut eksiklikleri gidermeyi hedefleyerek cerrahi gereksinimi azaltmayı, konservatif tedavi başarısını artırmayı ve kullanılan apareylerin yarattığı estetik-hijyen sorunlarını ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır.









