Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Karşılıksız iyiliğin büyüleyici etkisi var”

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Avustralia Women’s Craigieburn Branch (ICMG) tarafından düzenlenen canlı yayın programının konuğu oldu. “Değişen Dünya ve İyilik” başlığı altında değerlendirmelerde bulunan Tarhan; “Karşılıksız iyiliğin büyüleyici etkisi vardır. Çünkü sevgiye iyilik eklenince merhamet oluyor. Onun için biz yakın ilişki kurduğumuz kişilere karşılıksız iyilik yapmak için zaman kollamamız lazım. En önce de ailemizden başlamalıyız. Anne babanın şefkati demek çocuğuna karşılıksız iyilik yapan demektir.” şeklinde konuştu.

Zihinsel dönüşüm olmadan sosyal dönüşüm olmuyor”

Ailedeki 21. Yüzyıl becerilerinden bahseden Tarhan; “Ciddi şekilde değişen bir dünyayla karşı karşıyayız. Değişen bir dünyada birçok değerler değişti, öz kısmı da yıprandı. Şekil kısımlarına takılmadan, öz kısımlarını canlandırarak yeniden hayata geçirmek gerekiyor. Tıpkı Osmanlının kurulmasından önceki gibi. Anadolu’da bir fetret dönemi var. Bir tarafta Moğollar bir tarafta tapınak şövalyeleri var.  Sonra iç çatışmalar oldu ve güvenlik diye bir şey kalmadı. Fetret dönemindeyken Mevlâna çıktı, Yunus Emre çıktı, Hacı Bayram Veli çıktı, Hacı Bektaş Veli çıktı, Ahi Evran çıktı. Bütün bunlar aslında Anadolu’daki Alperenlerdir. O dönemdeki zihinsel bozulmayı tamir etmeye başladı. Onların yaptığı tamir insanlarda dönüştü. Daha sonra 50-100 sene içerisinde o zaman Osmanlı gibi böyle bir çınar büyümeye başladı. Ama bunun büyümesi için muhakkak zihinsel dönüşüm gerekiyor. Zihinsel dönüşüm olmadan sosyal dönüşüm olmuyor ve siyasal dönüşüm olmuyor. Sosyal dönüşüm demek kültürel dönüşüm demektir.” dedi.

 

Şeytanın atının meydanda gezdiği zamandayız”

Ailenin son sığınak olduğuna dikkat çeken Tarhan; “Aileyi koruyan dış duvarlar vardır. Sosyal normlardır, sosyal değerlerdir. Mahalle baskısı değil. Ayıp kızım, yapma oğlum falan diyen komşuluk ilişkileri sosyal ilişkiler, sosyal kontrol sistemiydi. Bu sosyal kontrol sistemi, sosyal normlar bu yüzyılda bozuldu. Bu tamamen popüler kültürün getirdiği iletişim hareketliliği, sosyal hareketlilik, ekonomik hareketlilik, parasal hareketlilik, fikir hareketliliği temelinde bu dönemde burada işi kolaylaştı. Şeytanın atının meydanda gezdiği zamandayız. Böyle bir zamanda hakikati söyleyen de az. Hakikati sömüren de az, sesi zayıf çıkıyor. O halde biz ne yapacağız? Ailemizi koruyan sosyal duvarlar, sosyal normlar yıkıldı. Ailemiz iç kale. Bu iç kaleyi bizim korumamız gerekiyor. Yani sosyal normlar korunuyor.” ifadelerini kullandı.

 Karşılıksız iyiliğin büyüleyici etkisi vardır

Karşılıksız iyiliğin mutlu ettiğini belirten Tarhan; “Batıda insanların Müslüman olmasının sebebi İslamiyet’in karşılıksız iyilik yapma felsefesidir. Karşılıksız iyiliğin büyüleyici etkisi vardır. Emin ol birçok kişinin İslamiyet’i sevmesine sebep oluyor. Çünkü sevgiye iyilik eklenince merhamet oluyor. Merhamet de rahman sıfatı da Kuran’da geçiyor. Rahman ve Rahim olan Allah, şu dünyada kendisine itiraz edene, kafa tutana bile Rahman ismiyle tecelli ediyor. Onun için biz yakın ilişki kurduğumuz kişilere karşılıksız iyilik yapmak için zaman kollamalıyız. En önce de ailemizden başlamamız lazım. Hatta buna küçük yaşta başlamamız gerekir. Anne babanın şefkati demek çocuğuna karşılıksız iyilik yapan demektir. Çocuğumuzu karşımıza alıp düzeltmek yerine onu yanımıza alıp birlikte yürümeliyiz. Onun için aile içi ilişkilerde böyle arkadaşlık ilişkisi olduğu gibi dostluk boyutu da vardır.” ifadelerinde bulundu.

Çocukların ahlakları, inançları sorgulanmaya başlandı”

Çocuğunuz büyürken artık çok güvende büyümüyor diyen Tarhan; “Çocuğumuz büyürken sosyal kontrol sistemi zayıf bir şekilde büyüyor. Yani çocuklar güvensiz web sayfalarına kolaylıkla girebiliyor. Çocukların ahlakları, inançları sorgulanmaya başlandı. Hatta onun için biz bu akıllı telefona veya televizyona evin açık kapısı diyoruz. Evin kapısını açık bırakırsanız ne olur? Eve lüzumsuz şeyler girer. Mesela çocuğumuzun eline tableti verip oyalan demeyeceğiz. Oturup onunla birlikte yanlışı, doğruyu konuşacağız. Çocuğa gerekçeleriyle birlikte anlatacağız. Televizyon dünyada ilk çıktığı zaman adı Magic Box yani büyü kutusuydu. Yani burada Zuhruf süresinde var. Firavun, sihirbazlarla toplumu aptallaştırır diyor. Şu anda bu sosyal medya, televizyon vs. toplumu aptallaştırıp kendine bağlıyor. Aptallaştırıp doğruların yerini değiştiriyor. Böyle durumlarda uyanık olanlar bunun tesirinde kalmıyor. Bunun için sosyal normlarımızı, kültürel normlarımızı koruyacağız.” şeklinde konuştu.

Çok çocuk değil, eğitimli çocuk yetiştirmek gerek”

Her ailenin değerlerinin olduğunu belirten Tarhan; “Elli sene önce bir anne, baba çocuğuna yarım saat ayırıyorsa şimdiki zamanda bir saat ayırmalı. Dört tane, beş tane çocuk yapayım dememeli. İki tane çocuğu olacak ama onu zaman ayırarak yetiştirecek. Yoksa deccala asker yetiştirir. Hiç şakası yoktur. Çok çocuk değil, eğitimli çocuk yetiştirmek gerek. Buna zaman ayırmamız önemli. Bunu yapmadığımız zaman Allah’ın ismine rivayet etmediğimiz için ne kadar iyi niyetli olsak da çocuklarımızı koruyamıyoruz. Çünkü Allah bu dünyaya hikmetli davranıyor, kimisi de tecelli ediyor. Hakkim ismine tecelli edip o hâkim ismine uymazsan, Onuncu kattan çıkıp Allah beni korur diye atarsan Allah korumaz. Allah’ın hikmetine uymaz bu. Allah’ı denemek gibi bir hadsizlik yapmış olursun, bedelini ödersin. Yani onun için burada aileyi koruyan sosyal normlar zarar görüyor. Çoğu yerde ailede yangın var. Hiç ümitsizliğe karamsarlığa düşmeyelim. Yangını söndürmenin ve yangının çıkmamasının yöntemlerine uyalım.” dedi.

 

Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)