Başarı Engel Tanımaz…
Üsküdar Üniversitesi Sağlık, Kültür ve Spor (SKS) Daire Başkanlığı tarafından 3 Aralık Dünya Engelliler günü kapsamında “Başarı Engel Tanımaz” başlıklı program düzenlendi. Avukat Milletvekili Serkan Bayram’ın da konuşmacı olarak yer aldığı programda Bayram, Cumhuriyetimizin Türkiye yüzyılında kimsenin engel yüzünden geri kalmaması gerektiğine dikkat çekti. Yeni yüzyılda engelli bir rektör neden olmasın diyen Bayram, “Devlet elle ayakla yönetilmez, devlet gönülle düşünceyle beyinle yönetilir. Ellerimizle tutamadığımızı gönlümüzde tutacağız ve hiçbir zaman bırakmayacağız.” ifadelerini kullandı.
Üniversite Kültürü dersi kapsamında düzenlenen seminer, Üsküdar Üniversitesi Emirnebi 1 konferans salonunda gerçekleştirildi.
Prof. Dr. Mehmet Zelka: “Dünyadaki engellilerin %80’i gelişmekte olan ülkelerin mensubu”
Açılış konuşmalarını gerçekleştiren Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Zelka, teknolojinin ilerlemesi ile birlikte engellerin bir kısmının ortadan kalkmasının mümkün olduğunu vurguladı. Zelka; “Engelli bireylere fırsat verilirse onlara imkân tanılanırsa, onlara güvenilirse, müşahede ediliyor. Hepimizin sorumluluğu var. Ülkemiz gelişmekte olan bir ülkedir. Dünyadaki engellilerin %80’i gelişmekte olan ülkelerin mensubu. Gelişmekte olan ülkelerden biri olarak buna dikkat etmemiz lazım. Teknolojinin gelişmesiyle engellerin bir kısmının dahi ortadan kalması mümkün olabilmekte. O bakımdan sağlık politikası belirleyicilerinin bunu dikkate alması gerekiyor. Farkındalık oluşturmak için yapılan bu seminer önemli bir seminer. Engelli vatandaşlarımıza hak ettikleri refahın, mutluluğun onurlu yaşamın sürdürülmesine katkıda bulunacaktır inancındayım.” şeklinde konuştu.
Fizyoterapist Eren Olcay Erdoğan: “Ailelerin ikinci bir fizyoterapist rolünü üstlenmeleri gerekiyor”
Aile kavramının özel eğitim ve rehabilitasyonda önemine değinen Pamukkale Üniversitesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon bölümü mezunu Fizyoterapist Eren Olcay Erdoğan; “3 Aralık Dünya Engelliler Günü Birleşmiş Milletler tarafından 1992 yılından bu yana her yıl 3 Aralık’ta kutlanan bir farkındalık günüdür. Her yıl buna bir tema oluşturulmaktadır. Bu yılın teması engelliler için engellilerle beraber hareket ederek sürdürülebilir kalkınma amaçlarını kurtarmak ve başarmak olarak belirlenmiştir. Burada engelliler ve ailelerinin fizyoterapideki rolleri hakkında konuşmak istiyorum. Rehabilitasyon sadece engelli bireylerin eğitimini ve adaptasyonunu sağlamak için değil aynı zamanda bu bireylerin mevcut çevreleriyle ilişkilerini ve sosyal entegrasyonlarını kolaylaştırmak için topluma müdahalede bulunmaktadır. Özel eğitim ve rehabilitasyonun başarıya ulaşabilmesi için kaçınılmaz olan temel kurum ailedir. Günümüzde özel eğitimin temellerine uygun olarak engelli bireyin kendisi, ailesi ve kurum birbirini tamamlayan bütünün birer parçaları olarak değerlendirilmektedir. Rehabilitasyon merkezlerinde verilen aile eğitim programlarına katılmak gerekiyor. Ailelerin ikinci bir fizyoterapist rolünü üstlenmeleri gerekiyor. Engelli bireyi sosyal, duygusal ve psikolojik olarak desteklemelidir. Engelli bireyle toplum arasındaki ilişkinin gelişimini desteklemelidir. Diğer engelli bireylerin aileleriyle birbirlerini desteklemelidirler. Hep birlikte engelsiz bir dünya için çalışmalıyız.” ifadelerini kullandı.
Necdet Öztürk: “Engellerin kaldırılması anlayış değil hak”
Global Engelliler Vakfının Kurucu Başkanı Necdet Öztürk, kurucu başkanlığını yaptığı vakıf hakkında bilgi vererek sözlerine başladı. Engelli insanların topluma dahil olmasının merhamet olarak değil hak olarak bakılmasına önemle vurgu yapan Öztürk; “Türkiye’nin engellilerle ilgili ilk vakfını şu an Cumhurbaşkanımız olan Tayyip Erdoğan Bey ile kurdum, 1995 yılında Fiziksel Engelliler Vakfı. Global Engelliler vakfı şu an 127 ülkede örgütlü 400’ün üzerinde kurum ve kuruluş üye formatında üyesi olan bir üst network, güçlü bir ağdır. Ürün, sistem ve hizmet üretmek üzere çalışmaktayız. Bireysel duygusal formatta bir yaklaşım değil hayata katılımı sağlayacak bir endüstriyel sektörel açılıma sahip kuruluşumuz. Bizim ana derdimiz kapsayıcı eğitim. Eğitim birinci derecede önemli. Engelli çocukların ilkokul üniversite arasında eğitime katılması gerekir. Kanada’da Carleton Üniversitesinde bir sınıfta görme, işitme, fiziksel ve sağlıklı öğrenci var ve hepsi aynı anda aynı hocadan aynı dersi alıyor. Buna kapsayıcı eğitim diyoruz. Bizde körler okulu sağırlar okulu vesaire modeller var. Bu sadece hayat eğitimden ibaret olmadığı için evlilik, istihdam, sosyal hayat bütünlük. O süreci de oradan halletmiş oluyorsunuz ve ayrışmamış oluyorsunuz. Erişilebilir üniversite erişilebilir güzergâh. Bir yerin bir alan için düzenlenmesi yetmiyor. Bir engelli öğrencinin bir sınıfa gelip sonra evine gitmesi doğru değil. Engelliler kanunu 5378 kanunun yedinci maddesi. Ortak kullanım alanları yasal olarak yapılmalıdır. Bu yasal bir haktır. Birleşmiş Milletlerde engelli hakları sözleşmesinde kabul edilen ilk esas engellilerle ilgili değildir. Engelliliğin önlenmesiyle ilgilidir. Çünkü bir şey kaybedildikten sonra onun kişiye, topluma, sisteme, aileye maliyeti çok yüksek. Önleme çalışmaları hayati derecede önemlidir. Çünkü insan bir şeyi kaybetmeden anlamıyor. Bunun anlatılması lazım. İkinci hedefimiz budur. Engellerin kaldırılması ve engelli insanların topluma dahil edilmesi. Bunu bir merhamet, anlayış, yaklaşım hassasiyet formatında değil hak olarak masaya koymak ve öyle yürütmek gerekiyor.” dedi.
Avukat Milletvekili Serkan Bayram: “Cumhuriyetimizin Türkiye yüzyılında kimsenin engel yüzünden geri kalmaması gerekiyor”
Daha sonra kürsüye gelen Avukat, Milletvekili Serkan Bayram sadece engelliler gününde değil, senenin her günü engelli insanlar hakkında bilinçli hareket edilmesi gerektiğine dikkat çekti. Bayram; “3 Aralık Engelliler günü farkındalık günüdür. Bu günler bir gün olarak anılmamalı, senenin 365 günü bu konunun insanlık için bilinçli hareket edilmesi gerektiği bir dönemdeyiz. Buğday tanesi filmi neden önemli? Çocuklar akran zorbalığına karşı buna alışacak yani bir engelliyi sınıfta gördükleri zaman arkadaşları dalga geçiyor ve bir uyum sorunu yaşanıyor ve bu noktada bu film önem arz edecek. Engelliler için de umut olacak görecekler ki engelli bir insan bu ülkede öğretmen oluyor, memur oluyor ve hâkim oluyor. Cumhuriyetimizin Türkiye yüzyılında kimsenin engel yüzünden geri kalmaması gerekiyor. Bizim mücadelemiz hem bu filmde hem bu yaşadıklarımızda kimsenin engelinden dolayı geri kalmamasıdır. Yeni bir yüzyılda engelli bir rektörümüz de olacak. Devlet elle ayakla yönetilmez, devlet gönülle düşünceyle beyinle yönetilir. Önemli olan buralarda engel olmaması. Bir parmak 50 yıllık hayat ama ne mücadele neticede umut olmak, ışık olmak, tutundurmak, hayallerimizin peşinden koşmak zorundayız. Yere düştüğünde değil, vazgeçtiğinde kaybeden olmayacağız. Ellerimizle tutamadığımızı gönlümüzde tutacağız ve hiçbir zaman bırakmayacağız. Buğday tanesi bir tanesi milyonların ses ve hikayesi diyeceğiz.” şeklinde konuştu.
Buğday Tanesi, engelli bir bireyin hayata tutunma mücadelesini anlatıyor
Milletvekili Serkan Bayram'ın hayatını konu alan “Buğday Tanesi” filmi engelli bir bireyin hayata tutunma mücadelesini anlatıyor. Vizyona girdiği günden bu yana pek çok engelli bireye umut olan, izleyicinin engellerle ilgili farkındalığını artıran film, sinema salonlarının ardından farklı illerde gezici tırlarda da gösterildi. “Buğday Tanesi”, 3 Aralık Engelliler Günü dolayısıyla öğretmen, öğrenci ve velilerin izlemesi için EBA'ya yüklendi. Film, “eba.gov.tr” adresindeki “kütüphane” alanında, “özel eğitim” sekmesinin altında “işaret dili” bölümünden izlenebiliyor.
Engelsiz müzik korosunun performansı büyük beğeni topladı
Şişli Yeditepe Engelliler Spor Kulübü Genel Kaptanı Kamil Temel’in de konuştuğu programda Üsküdar Belediyesi Engelsiz Müzik Korusu da sahne aldı. Beğeniyle takip edilen koronun performansı ayakta alkışlandı.
Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)