Psikoloji Konulu Diziler Toplumu Nasıl Etkiliyor?
Gündüz kuşağı programları, tartışma programları, diziler, filmler her zaman tartışmanın odağında oldu. TV’lere dair yeni tartışılan konusu ise psikoloji içerikli diziler. Son günlerde TV’lerde popüler olan dizilerin psikoloji içerikli olması yeni bir tartışma konusunu başlattı. Gerçek hayat hikâyelerinden senaryolaştırılan dizilerdeki terapi sahnelerindeki diyaloglar hasta mahremiyetinin güvenilirliğini sorgular hale getirirken psikiyatrlar ve psikologlar uyarıyor. “Kırmızı Oda” adlı dizinin özelinde psikoloji konusunu işleyen dizi ve programları gazetemize değerlendiren Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan psikolojinin ciddi bir iş olduğuna dikkat çekerek dizilerin doğuracağı sakıncaları anlattı.
Gündüz kuşağı programları, tartışma programları, diziler, filmler… Televizyon, Türkiye’de her zaman tartışmaların odağında oldu. Son günlerde popüler olan psikoloji içerikli dizi ve programlar da bu tartışma kervanına katıldı. Özellikle TV8’de yayınlanan “Kırmızı Oda” adlı dizide gerçek hayat hikâyelerinin yayınlanması hasta mahremiyetinin güvenilirliğini gündeme getirdi. Dizideki bazı sahnelerde ortaya çıkan diyaloglar tartışılırken konuya ilişkin Üsküdar Üniversitesi kurucu rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan Millî Gazete’ye önemli açıklamalarda bulunarak dizler hakkında uyardı.
“18 Yaş altının dizileri izlememesi gerekiyor”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Dizide çok sık karşılaştığımız vakalar, senaryo haline getirilmiş bir şekilde karşımızı çıkıyor. Olay yüzde 30’sa, kurgusu yüzde 70’i buluyor. İzleyenlerin de bunu bilerek izlemesi gerekiyor. Dizide bazı şeyler abartılıyor, öne çıkarılıyor. Bu da senaryo gereği teknik olarak yapılıyor. 18 yaş altındakiler tarafından izlenmemesi de gerekiyor. Çünkü olgunluğa erişemedikleri için olumsuz etkilenebilirler. Dizide anne babanı, çocuğuna kötü davranırsa çocuğun gelecekte nasıl bir travma yaşayacağını anlatıyor. Devlet korumasındaki çocuklarda hep buna benzer hikâyeler vardır. Çocuklar merhametsiz büyürse bu şekilde travmalar oluşuyor” şeklinde konuştu.
“Terapi odasında söylenecek sözler özeldir”
Dizideki sahnelerle alakalı eleştirilerde bulunan Tarhan, “Psikiyatristin, terapide hastaya sarılması, onunla ağlaması gibi şeyler söz konusu değil. Bu şekilde bütün hastalarımız bizden böyle şeyler bekleyebilir. Buradaki ilişkinin dostluğa doğru gitmesi, hasta ile yemek yemeye çay içmeye gidilmesi gündeme geliyor. Bu da yeni bir çatışma alanı oluşturuyor. Bu yüzden psikiyatristin hastaya ‘sadece problemlerini çözmeye odaklıyım’ demesi lazım. Terapi odasında söylenecek sözler özeldir. Bunları kamuoyunda söylersiniz toplum genelleme yapar ve yanlış uygular. Genç Werther’in Acıları kitabı okunduktan sonra Almanya’da kitaptaki şekilde intihar edilmeye başlandı. Bu yüzden dikkat edilmeli” dedi.
“Psikiyatrinin birkaç tekniğini öğreneneler kişisel gelişim altında terapi yapmaya başlıyor”
Diziden etkilenerek eğitimsiz kişilerin psikiyatrist gibi davranması konusunda uyarılarda bulunan Tarhan, “Psikiyatrinin birkaç tekniği öğrenenler, kişisel gelişim altında terapi yapmaya başlıyor. Bir insanın klinik psikoterapist olması için 2 yıl psikoterapistten geçmesi gerekir. Eğitimsiz kişi, hastasının evliliğini bitirir, intihara sürükler, ortaya çıkmayan travmaları gündeme getirebilir ve hatta kendisine âşık edebilir. Bunlara hep şahit olduk. Muhakkak yeterli donanımın alınması gerekiyor” ifadelerini kullandı.